Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi | Tapu İptali Ve Tescil | Alacağın Temliki

Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi | Tapu İptali Ve Tescil | Alacağın Temliki

 gayrimenkul hukuku avukatı

T.C.

YARGITAY

23. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/5212

K. 2013/7076

T. 13.11.2013

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesine Dayalı – Yüklenici Arsa Sahibi İle Yaptığı Sözleşme Uyarınca Kazanacağı Şahsi Hakkını Davacıya Temlik Ettiği/Taraflar Arasındaki Yazılı Şekil Şartı Yeterli Olduğundan Sözleşmenin Geçersizliğinden Bahsedilemeyeceği )

• ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİ ( Tapu İptali ve Tescil – Yüklenici Arsa Sahibi İle Yaptığı Sözleşme Uyarınca Kazanacağı Şahsi Hakkını Davacıya Temlik Ettiği/Taraflar Arasındaki Yazılı Şekil Şartı Yeterli Olduğundan Sözleşmenin Geçersizliğinden Bahsedilemeyeceği )

• TEMLİK İŞLEMİ ( Yüklenici Arsa Sahibi İle Yaptığı Sözleşme Uyarınca Kazanacağı Şahsi Hakkını Davacıya Temlik Ettiği/Taraflar Arasındaki Yazılı Şekil Şartı Yeterli Olduğundan Sözleşmenin Geçersizliğinden Bahsedilemeyeceği – Tescil İsteminin Reddedilemeyeceği )

• YAZILI ŞEKİL ( Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi – Yüklenici Arsa Sahibi İle Yaptığı Sözleşme Uyarınca Kazanacağı Şahsi Hakkını Davacıya Temlik Ettiği/Taraflar Arasındaki Yazılı Şekil Şartı Yeterli Olduğundan Sözleşmenin Geçersizliğinden Bahsedilemeyeceği )

818/m.161

6098/m.183

ÖZET : Dava, tapu iptali ve tescil istemidir. Davalı yüklenici Ltd Şti ile diğer davalı arsa maliki kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalanmış olup, yüklenici şirket, bu sözleşmeye göre kendisine isabet eden dairelerden C3 Blok 6 numaralı bağımsız bölümü davacıya satmayı vaat etmiş, davacı ise, bu sözleşmeye dayanarak terditli şekilde tapu iptali tescil veya tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı ile davalılardan yüklenici şirket arasında yapılan hukuki işlem, alacağın temliki hükmündedir. Zira yüklenici, arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca kazanacağı şahsi hakkını davacıya temlik etmiş bulunmaktadır. Bu nitelikteki bir temlikin geçerli olabilmesi için ise BK’nın 163. ( TBK. m. 184. ) uyarınca yazılı şekil şartı yeterli bulunmaktadır. Bu itibarla, davalılar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğundan bahsedilebilmesi mümkün değildir. Davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Hal böyleyken, mahkemece, sözleşmenin tapu devri yükümünü de içerdiğinin kabulü ile resmi şekil şartına uyulmadığı gerekçesiyle tescil isteminin reddi ile sonuca gidilmesi yerinde olmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın alacak yönünden kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili ve asıl davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 04.01.2010 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, sözleşme konusu dairenin davalı kooperatif adına kayıtlı olduğunu, sözleşmeye konu daire için anlaşılan 250.000,00 TL’den 230.000,00 TL ‘sinin 29.11.2010 tarihine kadar ödendiğini, dairenin 31.05.2010 tarihinde teslim edilmesi gerektiği halde dava tarihi itibari ile teslim aşamasına gelmediğini, müvekkilinin, bakiye borcu 20.000,00 TL ‘yi ödeme hazır olduğunu davalı şirkete bildirdiğini ve fakat teslim yapılmayacağını anladığı için bedeli tedbiren ödemediğini, davalı şirketin, 23.08.2011 tarihli ihtar ile sözleşmeyi feshettiğini, edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, Bursa ili Güzelyalı Altıntaş Köyü 112 ada, 3 parselde kayıtlı 8070 m2’ lik taşınmaz üzerine inşa edilmiş binanın C3 Blok 6 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün değil ise dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, bu talep de yerinde görülmediği takdirde, müvekkilinin ödemiş olduğu 230.000,00 TL ‘ nin denkleştirici adalet ilkesi gereği yeniden değerlendirilmesi sonucu yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili, mahkemenin görevli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı kooperatif vekili, mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini ayrıca, davacının, tapuya hak kazanması için davalı şirketin edimlerini yerine getirmiş olması gerektiğini, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, davacının daire bedelinin tamamını ödemediğini, üzerine düşen yükümü yerine getirmeden daireye hak kazanamayacağını, davacı ile yüklenici arasındaki sözleşmenin resmi yazılı şekilde yapılması gerektiğinden geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının, mahkemenin görevsiz olduğu yönündeki savunmalarının yerinde olmadığı, uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında çözümü gereken hususlardan olmadığı, davalı yüklenici şirket ile davalı kooperatif arasında 25.09.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, davalı şirket tarafından davacıya satışı taahhüt edilen dava konusu taşınmazın değerinin 250.000,00 TL olduğu, dava konusu edilen C3 Blok 6 no lu bağımsız bölümün, davalı kooperatif adına kayıtlı olduğu, davacı ile davalı şirket arasında yapılan 04.01.2010 tarihinde adi yazılı şekilde yapılan satış vaadi sözleşmesine göre C3 Blok 6 no’lu bağımsız bölümün anahtar teslimi olarak 31.05.2010 tarihine kadar tamamlanarak davacıya tesliminin kararlaştırıldığı, satış bedeli olan 250.000,00 TL’nin tamamının dava tarihi itibari ile ödenmediği, sözleşmenin adi yazılı şekilde yapıldığı ve edimlerin yerine getirilmediği gözetildiğinde sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü gerektiği, sözleşmenin, alacağın temliki niteliğinde olması nedeniyle adi yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığı çünkü satışın gayrimenkul mülkiyetinin devir borcunu içerdiği, bu durumda, davalı şirketin, geçersiz sözleşme sebebi ile davacıdan aldığı 230.000,00 TL ‘yi iade etmesi gerektiği, birleşen dosya davalısı ve tapu maliki olan kooperatif ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın alacak istemi yönünden kabulü ile 230.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, asıl ve birleşen davada davacı vekili ve asıl davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1 ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı yüklenici şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2 ) Davalı yüklenici … İnş.Müh San ve Tic Ltd Şti ile diğer davalı arsa maliki kooperatif arasında 25.09.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalanmış olup, yüklenici şirket, bu sözleşmeye göre kendisine isabet eden dairelerden C3 Blok 6 numaralı bağımsız bölümü davacıya satmayı vaat etmiş, davacı ise, bu sözleşmeye dayanarak terditli şekilde tapu iptali tescil veya tazminat isteminde bulunmuştur.

Davacı ile davalılardan yüklenici şirket arasında yapılan 04.01.2010 tarihli hukuki işlem, alacağın temliki hükmündedir ( BK. m. 161., TBK m. 183. ). Zira yüklenici, arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca kazanacağı şahsi hakkını davacıya temlik etmiş bulunmaktadır. Bu nitelikteki bir temlikin geçerli olabilmesi için ise BK’nın 163. ( TBK. m. 184. ) uyarınca yazılı şekil şartı yeterli bulunmaktadır. Bu itibarla, davalılar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğundan bahsedilebilmesi mümkün değildir. Davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Hal böyleyken, mahkemece, sözleşmenin tapu devri yükümünü de içerdiğinin kabulü ile resmi şekil şartına uyulmadığı gerekçesiyle tescil isteminin reddi ile sonuca gidilmesi yerinde olmamıştır.

Mahkemece, davacı ile davalı yüklenici arasındaki alacağın temliki işleminin yasal şekil şartını taşıdığı kabul edilerek, buna uygun şekilde iddia, savunma ve delillerin tartışılması sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı yüklenici şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın