Alacak Davası | Hakkaniyet İndirimi

Alacak Davası | Hakkaniyet İndirimi

i#U015f#U00e7ilik-alacaklar#U0131

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/8709

K. 2013/7964

T. 22.4.2013

• ALACAK DAVASI ( Ardiye Bedelinin Fatura Tebliğ Tarihinden İtibaren Avans Faizi İle Birlikte Tahsili – Davacının Ücret Talebinde Bulunduğu Yıllara Ait Tüm Ücret Tarifelerinin Getirtilerek Bilirkişilerden Ek Rapor Alınmak Sureti İle Karar Verilmesi Gerektiği )

• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Davacının Ücret Tarifelerinin Dosyaya Celbi Gerektiğini Bildirdiği/Davacının İse Dosya İçerisine İki Bin On Yılı Ücret Tarifesini İbraz Ettiği – Davacının Ücret Talebinde Bulunduğu Yıllara Ait Tüm Ücret Tarifelerinin Getirtilerek Bilirkişilerden Ek Rapor Alınmak Sureti İle Karar Verilmesi Gerektiği )

• HAKKANİYET İNDİRİMİ ( Davalıya Ait Malın Antrepoya Alındıktan Bir Süre Sonra İmha Edildiği – Davacının Zararın Artmasına Sebebiyet Verip Vermediği ve Hakettiği Ücretten Bir İndirim Yapılması Gerekip Gerekmediği Hususlarının da Değerlendirilip Tartışılarak Oluşacak Sonuç Çerçevesinde Karar Verilmesi Gerektiği )

818/m.44,98/2

ÖZET : Dava, davalıya tebliğ edilen faturanın TTK. hükümleri gereği yasal 8 iş günü süre geçtikten sonra yersiz ve mesnetsiz olarak iade edildiği ileri sürülerek ardiye bedelinin fatura tebliğ tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Bilirkişilerden davacının hakettiği ücretin tespiti için rapor alınmış ise de bilirkişiler davacının ücret tarifelerinin dosyaya celbi halinde ücreti hesaplayabileceklerini bildirmişler, davacı ise dosya içerisine 2010 yılı ücret tarifesini ibraz etmiştir. Davacı, 1998-2010 yılları için ücret talebinde bulunduğuna göre, davacının bu yıllara ait tüm ücret tarifelerinin getirtilerek bilirkişilerden ek rapor alınmak sureti ile karar verilmesi gerekirken ne şekilde hesaplandığı anlaşılmayan bir meblağa hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, davalıya ait mal antrepoya alındıktan bir süre sonra imha edilmiştir. Bu durumda yurtdışından gelen bu mal nedeni ile yasa ve yönetmelik hükümleri gereğince davalı tarafından mal alınmadığı takdirde Gümrük İdaresi’ne bu yönde bir başvuru yapılması gerekip gerekmediği, bu konuda tacir olan davacıya da görev düşüp düşmediği, davacının zararın artmasına sebebiyet verip vermediği ve dolayısıyla BK’nın 98/2. maddesi delaleti ile 44. maddesi gereğince davacının hakettiği ücretten bir indirim yapılması gerekip gerekmediği hususlarının da değerlendirilip tartışılarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.03.2012 tarih ve 2011/196-2012/68 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı tarafından yurt dışından ithal edilip, müvekkili antreposuna getirtilen 7 Palet ve 1.989 kg. saç bakım ürününden 6 Palet 1.986 kg. miktarı antrepodan çekildiğini, kalan 1 Palet 3 kg. ürünün ise antrepodan gümrük işlemleri yapılarak alınmadığından, 20/05/2010 tarihinde “A” seri 285261 sıra nolu ve 20.691,92-TL bedelli fatura düzenlenerek ardiye ücretinin davalıdan talep edildiğini, iadeli taahhütlü olarak davalıya gönderilen fatura aslının Gebze 7. Noterliği’nin 21/06/2010 tarih ve 12308 yevmiye nolu ihtarnamesi ekinde müvekkiline iade edildiğini, ihtarnamede yasal ve geçerli hiçbir gerekçe belirtilmediğini, davalıya tebliğ edilen faturanın TTK. hükümleri gereği yasal 8 iş günü süre geçtikten sonra yersiz ve mesnetsiz olarak iade edildiğini, ileri sürerek 20.691,92 TL ardiye bedelinin fatura tebliğ tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın öncelikle zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacının talebini tebliğ edilen faturanın iade süresinden sonra iade edilmiş olmasına dayandırdığını, bu gerekçesinin tek başına haklılığı ortaya koymayacağını, davacı ile faturada iddia edilen alacak miktarı ile ilgili bir anlaşma v.s bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı eşya sahibi tarafından Türkiye Gümrük Bölgesi’ne getirilerek davacının antreposuna teslim edilen 8 kap 5.166 kg eşya için antrepo beyannamesi verilmiş olmakla, eşyanın antrepo rejimi altında kalış süresi, 4458 sayılı GK 101/1 maddesi uyannca sınırsız olduğu, bu nedenle ithal edilmeyerek davacının antreposunda bırakılan 1 kap 3 kg eşyanın antrepoda bekleme süresi sınırsız olup, davacı antrepo işleticisi, eşyayı antrepoda muhafaza ettiği sürece veya eşya gümrük idaresince tasfiyeye tâbi tutuluncaya kadar, antrepoda bırakılan eşya sahibinden antrepo ücreti talep etme hakkı bulunduğu, dava konusu emtia için Gümrük İdaresi’nce 14.08.2010 tarih ve 934 sayılı tespit tutanağı ile eşya için tasfiye kararı alındığından, bu tarihten sonra eşya sahibinin eşya üzerinde herhangi bir tasarruf hakkı kalmamış olup, davacının davalıdan eşyanın kendisine teslim edildiği tarih olan 19.08.1998 tarihi ile tasfiye kararı alındığı 14.08.2010 tarihine kadar antrepo ücreti talep etme hakkı olduğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.691,92 TL’nin dava tarihi olan 30.06.2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Ancak, bilirkişilerden davacının hakettiği ücretin tespiti için rapor alınmış ise de bilirkişiler davacının ücret tarifelerinin dosyaya celbi halinde ücreti hesaplayabileceklerini bildirmişler, davacı ise dosya içerisine 2010 yılı ücret tarifesini ibraz etmiştir. Davacı, 1998-2010 yılları için ücret talebinde bulunduğuna göre, davacının bu yıllara ait tüm ücret tarifelerinin getirtilerek bilirkişilerden ek rapor alınmak sureti ile karar verilmesi gerekirken ne şekilde hesaplandığı anlaşılmayan bir meblağa hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3- Ayrıca, davalıya ait mal 20.08.1998 tarihinde antrepoya alınmış olup 14.08.2010 tarihli tespit ve 30.12.2010 tarihli imha kararı uyarınca imha edilmiştir. Bu durumda yurtdışından gelen bu mal nedeni ile yasa ve yönetmelik hükümleri gereğince davalı tarafından mal alınmadığı takdirde Gümrük İdaresi’ne bu yönde bir başvuru yapılması gerekip gerekmediği, bu konuda tacir olan davacıya da görev düşüp düşmediği, davacının zararın artmasına sebebiyet verip vermediği ve dolayısıyla BK’nın 98/2. maddesi delaleti ile 44. maddesi gereğince davacının hakettiği ücretten bir indirim yapılması gerekip gerekmediği hususlarının da değerlendirilip tartışılarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bu yönden de kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) ve ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın