Alacak Davası

Alacak Davası

 

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/7110

K. 2012/11657

T. 12.7.2012

• FER’İ MÜDAHİL ( Katılma Yoluyla Tamyize Başvurmuş ve Sözkonusu Dilekçeyi Temyiz Defterine Kaydedilmemiş Olduğu Gibi Harcının da Yatırılmadığının Anlaşıldığı Bu Nedenle Temyiz İtirazlarının Reddedilmesi Gerektiği – Araç Satımından Kaynaklı Alacak Davası )

• ALACAK DAVASI ( Satın Alınan Aracın Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünce Elkonulduğu – Araca Kamu Gücüyle El Konulma Tarihinden İtibaren Hükmolunan Alacak Miktarına Faiz Yürütülmesi Gerektiği )

• ARACA KAMU GÜCÜYLE KONULMASI ( Tarihinden İtibaren Hükmolunan Alacak Miktarına Faiz Yürütülmesi Gerekirken Anılan Meblağa Teslim Tarihinden İtibaren Değişen Oranlarda Temerrüt Faizi Uygulanmasının Doğru Olmadığı – Araç Satımından Kaynaklı Alacak )

• TEMERRÜT FAİZİ ( Başlangıç Anının Kamu Gücüyle Elkonulma Tarihi Olması Gerekirken Teslim Tarihinden İtibaren Değişen Oranlarda Faiz Oranının Yürütülmesinin Doğru Olmadığı – Araç Satımından Kaynaklı Alacak Talebi )

818/m.101

ÖZET : Dava, taraflar arasındaki alacak istemine ilişkindir. Fer’i müdahil vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını da ileri sürmüş ise de, sözkonusu dilekçe temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından, fer’i müdahil vekilinin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir. Davacının temyiz itirazlarına gelince dava konusu araca kamu gücüyle el konulma tarihinden itibaren hükmolunan alacak miktarına faiz yürütülmesi gerekirken “anılan meblağa teslim tarihinden itibaren değişen oranlarda temerrüt faizi” uygulanması doğru değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı önceki kararda direnilmesine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar ve fer’i müdehillerden S… Turz. ve Oto San. Tic. Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, 09.04.2003 tarihinde müvekkili şirketin davalıdan H… Marka arazi taşıtını satın aldığını, ancak 25.06.2004 tarihinde İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü tarafından ithali sırasındaki usulsüzlükten dolayı aracın zapt edildiğini belirterek, sözleşmenin feshi ile satış bedeli olan 168.000.000 TL’nin zapt tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, ayıba karşı tekeffüle ilişkin 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, müvekkilinin de aracı H… Sınai ve Tıbbi Gazlar AŞ.’den satın aldığını, kendisinin ithal etmediğini, nasıl ithal edildiğini de bilmediğini, zapt üzerine müvekkiline ihbar yapılmadığından temerrüt faizi isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı satıcının sattığı araçtan dolayı hukuki ayıbın meydana gelmesinde kusurlu olmasa dahi sorumlu olduğu, dava konusu aracın teminat mukabilinde davacıya verildiği, bu durumda aracın adli emanete iade edilmesi koşuluyla dava konusu meblağın davacıya ödenmesi gerektiği belirtilerek, satım sözleşmesinin iptaline, davacı tarafından ödenen 168.000 TL’nin aracın adli emanete iade edilmesi koşuluyla davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, anılan meblağa teslim tarihinden itibaren değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş, taraf vekillerince kararın temyizi üzerine, Dairemizin 19.11.2009 gün ve 2009/4237 E. 2009/10957 K. sayılı ilamı ile “Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 22.2.2005 tarihli iddianamesi ile dava konusu aracın sahte evraklarla ithalinin gerçekleştirildiği iddiasıyla evrakta sahtekarlık suçundan dolayı Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davanın henüz sonuçlanmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, söz konusu ceza davasının sonucunun beklenip, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazları incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyulmayıp önceki kararda direnilmiş, verilen direnme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15/02/2012 tarih 2011/19-597 E. 2012/80 K. Sayılı kararı ile “Davacı, kendisine satılmasından önce vukubulan bir suça konu olması nedeniyle 25.06.2004 tarihinde resmi mercilerce zaptedilen aracı, zabıt tarihinden; teminat karşılığında ve koşullu olarak teslim aldığı 18.03.2005 tarihine kadar olan dönemde hiç kullanamamış; bu tarihten sonra da sicil kaydındaki şerh nedeni ile dilediği gibi tasarruf etme olanağı bulamamıştır.

Dolayısıyla, davacının satın aldığı mala, kendisinin herhangi bir kusuru olmaksızın, kamu gücüyle el konulmuş; tasarruf hakkı kısıtlanmıştır. Hal böyle olunca; satın alan davacı açısından, o maldan elde edeceği faydanın, dava konusu menkule resmi makamlarca kamu gücüne dayanılarak el konulması tarihinde ortadan kalktığının kabulü gerekir ve böylece ortaya çıkan hukuki ayıptan -satıcının ayıba karşı tekeffülüne ilişkin hükümlere göre- davalı satıcı şirket sorumludur; burada davalının hukuki ayıbın ortaya çıkmasında kusurlu olup olmaması da sonuca etkili değildir. O halde, Bakırköy 1. Ağır Ceza mahkemesinde davaya konu aracı ithal eden firma yetkilileri hakkında açılan kamu davasında verilecek kararın- ki bu dava satıcı hakkında olsa dahi- satıcının ayıba karşı tekeffülüne dayalı eldeki davaya herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Mahkemece, aynı hususlara işaretle, hukuki ayıbın varlığının ve davalı satıcının bu ayıp nedeniyle, kusurlu olup olmadığına da bakılmaksızın, sorumluluğunun kabulü ile ceza davasının sonucu beklenmeden, sonuçta; satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak, hükme varılmış olması yerindedir.” denilerek davacının, davalı ve feri müdahil vekillerinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizce davacının işin esasına ilişkin temyiz itirazları incelenmiştir.

1- Fer’i müdahil vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını da ileri sürmüş ise de, sözkonusu dilekçe temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından, fer’i müdahil vekilinin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir.

2- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3- Davacının temyiz itirazlarına gelince dava konusu araca kamu gücüyle el konulma tarihi olan 25/06/2004 tarihinden itibaren hükmolunan alacak miktarına faiz yürütülmesi gerekirken “anılan meblağa teslim tarihinden itibaren değişen oranlarda temerrüt faizi” uygulanması doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle fer’i müdahil ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, ( 3 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Benzer Yazılar:

Yorum yapın