Tapu İptali Ve Tescil | Miras Davası

Tapu İptali Ve Tescil | Miras Davası

avukat

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2011/1-623

K. 2012/3

T. 18.1.2012

• MURİS MUVAZAASI HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI TAPU İPTALİ İLE TESCİL (Yerel Mahkemenin İlk Kararın Gerekçesinde Yer Vermediği Bakım Akdinde Edimler Arasında Açık Oransızlık Bulunduğu Gerekçesine Yer Vererek Yeni Hukuki Olguya Dayalı Olarak Yeni Hüküm Oluşturduğu)

• TAPU İPTALİ İLE TESCİL (Muris Muvazaasına Dayalı – Yerel Mahkemenin İlk Kararın Gerekçesinde Yer Vermediği Bakım Akdinde Edimler Arasında Açık Oransızlık Bulunduğu Gerekçesine Yer Vererek Yeni Hukuki Olguya Dayalı Olarak Yeni Hüküm Oluşturduğu)

• BAKIM AKDİNDE EDİMLER ARASINDA AÇIK ORANSIZLIK BULUNMASI (Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali İle Tescili Davasında Bozmadan Sonra Mahkemenin Bu Gerekçeyle Kurduğu Yeni Hükmün Özel Daire Tarafından İnceleneceği)

• BOZMADAN SONRA YENİ HÜKÜM (Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali İle Tescili Davasında Yerel Mahkemenin Bakım Akdinde Edimler Arasında Açık Oransızlık Bulunduğu Gerekçesine Yer Vererek Oluşturduğu Yeni Hükmün Özel Daire Tarafından İnceleneceği)

818/m.511

ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yerel mahkeme, temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği “bakım akdinde edimler arasında açık oransızlık bulunduğu” gerekçesine yer vererek yeni bir hukuki olguya dayalı olarak direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir. Bozmadan esinlenilerek ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olan hükmün temyizen incelenmesi görevi Özel Daireye aittir.

DAVA : Taraflar arasındaki “Tapu iptali, tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akçaabat Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.2.2010 gün ve 2008/197 E.,-2010/37 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 30.9.2010 gün ve 2010/7839 E.,9658 K. sayılı ilamı ile;

(… Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın çekişme konusu 101 ve 311 (eski 102) parsel sayılı taşınmazları 26.08.1977 tarihli akitle ölünceye kadar bakma koşuluyla oğlu davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Davacılar, anılan temlikin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, bakım ödevinin yerine getirilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.

Bireylerin yaşlanma ve yaşlılıkta yalnız kalma korkuları ölünceye kadar bakma sözleşmesinin doğumuna yol açmıştır. Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazlı sözleşme türlerinden olup nitelik itibariyle güvence sağlayan akitlerdendir.

Bu tür akitlerin hedefi maddi bir destek elde etmek değil, bakım alacaklısının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektir.

Borçlar Yasasının 511. maddesi bakımından alacaklıları yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörülmemiştir. Bakım alacaklılarının akit sırasında özel bakıma muhtaç olmasını aramak yasada yer almayan bir unsuru ilave etmek olur. Bu ihtiyacın akitten sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş olması da akdin geçerliliğine etkili olmaz.

Öte yandan, her ne kadar evladın gücünün elverdiğince ebeveynine yardımcı olması özel bazı koşulların gerçekleşmesi durumunda yasal bir görev olabileceği düşünülebilirse de, bu yardım ve bakım genelde yasal zorunluluk olmaksızın daha çok insancıl yönü ağır basan, belki de evrensel bir ahlak kuralıdır.

Tüm bu açıklamalara karşın kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı temliklerin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi mümkündür.

Somut olaya yukarıdaki ilkeler uyarınca baktığımızda, ölünceye kadar bakma akdinin yapıldığı 26.08.1977 tarihinde murisin 66 yaşında olduğu, 1994 yılına kadar eşi ile birlikte yaşadığı, yurtdışında çalışan davalının yurda geldiğinde murisin bakımı ile ilgilendiği, gibi 1998 yılında ölümüne kadar davalının bakım görevinin yerine getirmediği iddiasıyla murisin bir dava açmadığı da gözetildiğinde artık davalı tarafından bakım borcunun yerine getirildiğinin kabulü zorunludur.

Öte yandan, bakılmadığı iddiası bakım alacaklısına ait bir hak olup mirasçılar tarafından ileri sürülmesine de yasal olanak yoktur.

Tüm bu nedenlerle, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, dolayısıyla muvazaalı olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Davalının, temyiz itirazları yerindedir…),

Gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece; davalının, yurt dışında olması nedeniyle, murisin yaşlılığında ve yatalak olmasından sonra, bakımı ile gerektiği şekilde ilgilenmediği; muris ile daha çok başta kızları Z. ve H. olmak üzere davacı kızlarının ilgilenip, bakıp gözettikleri; murisin ölümünden bir buçuk yıl öncesinde felç geçirdiği, kızı Z.’nın yatalak olduğu süre içinde her gün babasının yanına gelerek bakımını yaptığı; davalı A. B.’ın örf ve genel ahlakın gereklerinin ötesinde ölünceye kadar bakma akdinin gerektirdiği şekilde muris babasına bakıp onu gözetme yükümünü yerine getirmediği; dolayısıyla yapılan ölünceye kadar bakma akdinin ivazsız kaldığı, temlikin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığı, gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.

Yerel mahkemece, önceki gerekçeleri yanında bakım borcunun yerine getirilmediğine işaretle ve ayrıca davalının aile hukukundan kaynaklanan bakım yükümlülüğünün bulunduğu, bu husus göz ardı edildiğinde dahi muris ile davalı arasındaki bakım sözleşmesinin, tarafların edimleri arasındaki açık oransızlık nedeniyle fahiş oranda murisin zararına olduğu, gerekçeleri ile, direnildiğinden bahisle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu’nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Somut olayda ise; yerel mahkeme, temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği “bakım akdinde edimler arasında açık oransızlık bulunduğu” gerekçesine yer vererek yeni bir hukuki olguya dayalı olarak direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.

Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1. Hukuk Dairesine Gönderilmesine, 18.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın