İnternet Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı | Manevi Tazminat

İnternet Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı | Manevi Tazminat

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/10850

K. 2011/12934

T. 5.12.2011

• İNTERNET YAYINI YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Manevi Tazminat – Yetki İtirazı İlk İtirazlardan Olup Esasa Yanıt Süresi İçinde İleri Sürülmesi Gerektiği/Yetki İtirazının Süresi İçinde İleri Sürülüp Sürülmediğini Kendiliğinden Araştırılması Gerektiği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Yetki İtirazı İlk İtirazlardan Olup Esasa Yanıt Süresi İçinde İleri Sürülmesi Gerektiği – Yetki İtirazının Süresi İçinde İleri Sürülüp Sürülmediğini Kendiliğinden Denetlemekle Görevli Olan Yargıç Bu Denetimi Yaparak İşlem Yapması Gerektiği )

• YETKİ İTİRAZI ( Yayın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırıdan Doğan Manevi Tazminat – İlk İtirazlardan Olup Esasa Yanıt Süresi İçinde İleri Sürülmesi Gerektiği/Yetki İtirazının Süresi İçinde İleri Sürülüp Sürülmediğini Kendiliğinden Denetlemekle Görevli Olan Yargıç Bu Denetimi Yaparak İşlem Yapması Gerektiği )

1086/m.187

ÖZET : Dava, internet yayını yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat isteğine ilişkindir. Davalının yetki itirazını süresinde ileri sürmediği ve bu nedenle yetki itirazının da reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 187/2. maddesi gereğince yetki itirazı ilk itirazlardan olup esasa yanıt süresi içinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazının süresi içinde ileri sürülüp sürülmediğini kendiliğinden denetlemekle görevli olan yargıç, bu denetimi yaparak sonucuna göre işlem yapmak zorundadır. Eldeki davada, dava dilekçesi davalılardan birine tebliğ edilmiş, yetki itirazı ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 187. maddesinde öngörülen 10 günlük esasa yanıt süresi geçtikten sonra, ileri sürülmüştür. Şu durumda yerel mahkemece, dava dilekçesinin tebliğinde bir usulsüzlük bulunmadığı gözetilerek, yetki itirazının süresinde ileri sürülmemesi nedeniyle de reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı E. K. ve diğeri vekili tarafından, davalı D… İnternet Ltd. Şti. vd. aleyhine 19/11/2008 gününde verilen dilekçe ile internet yayını ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 09/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, internet yayını yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat isteğine ilişkindir. Yerel mahkemece, davacı ile yetki itirazında bulunan davalıların ikamet ettiği yer olan Şişli Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesi reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz olunmuştur.

Davacılar, davalı tarafa ait internet sitelerinde yapılan yayınlarda yer alan açıklamalarla kişilik haklarına zarar verildiği iddiası ile manevi tazminat istemişlerdir. Dava konusu internet yayınlarına davanın açıldığı Kadıköy ilçesi sınırlan içinden de ulaşılabileceği, bu yayınların Kadıköy ilçesi sınırları içinde de yayınlandığı ve davacılar ile yetki itirazında bulunan bir kısım davalının Şişli ilçesinde oturdukları tartışmasızdır.

Uyuşmazlık, yasal düzenlemelere göre yetkili mahkemenin belirlemesi ile ilgilidir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nm 9. maddesi ( 1.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesi ) gereğince her dava, yasada aksine bir düzenleme bulunmadıkça, davanın açıldığı tarihte davalının Medeni Yasa gereğince yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde görülür. Daha özel bir düzenleme içeren aynı Yasa’nm 21. maddesi ( 1.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesi ) gereğince de haksız eylemden doğan dava, haksız eylemin gerçekleştiği veya zararın meydana geldiği yer mahkemesinde açılabilir. Böyle bir durumda davayı hangi mahkemede açacağı konusunda seçimlik hakkı bulunan davacı yan, davasını dilerse davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde, dilerse haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde açabilir.

Eldeki davanın açılmasına neden olan haksız eylem ve zarar, Kadıköy ilçesinde de gerçekleştiğine göre Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açan davacıların, seçimlik haklarını haksız eylemin gerçekleştiği ve zararın meydana geldiği yer mahkemesinde dava açmak suretiyle D… olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki ulusal çaptaki internet yayının ulaştığı her yerde zararın gerçekleşmesi söz konusudur. Şu durumda yerel mahkemece, davalının yetki itirazı reddedilerek işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Yerel mahkemenin kabul biçimine göre de; davalının yetki itirazını süresinde ileri sürmediği ve bu nedenle yetki itirazının da reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 187/2. maddesi ( 1.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116-117. maddeleri ) gereğince yetki itirazı ilk itirazlardan olup esasa yanıt süresi içinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazının süresi içinde ileri sürülüp sürülmediğini kendiliğinden denetlemekle görevli olan yargıç, bu denetimi yaparak sonucuna göre işlem yapmak zorundadır. Eldeki davada, dava dilekçesi davalılardan T. H.’a 04.06.2009 günü tebliğ edilmiş, yetki itirazı ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 187. maddesinde öngörülen 10 günlük esasa yanıt süresi geçtikten sonra, 01.10.2009 günü ileri sürülmüştür. Şu durumda yerel mahkemece, dava dilekçesinin tebliğinde bir usulsüzlük bulunmadığı gözetilerek, yetki itirazının süresinde ileri sürülmemesi nedeniyle de reddine karar verilmesi ve işin esasının incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması da usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz eden davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 05.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın