Senette Sahtecilik

Senette Sahtecilik

T.C.

YARGITAY

11. CEZA DAİRESİ

E. 2011/13088

K. 2012/10063

T. 30.5.2012

• SAHTECİLİK (Türk Ticaret Kanunu’nda Öngörülen Yasal Unsurları Taşımayan Bir Kambiyo Senedinde Sahtecilik Yapılması Halinde Fiilin Özel Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturacağı)

• KEŞİDE YERİ (Hiçbir Duraksamaya Yer Vermeyecek ve Başka Yerleşim Yerlerini Çağrıştırmayacak Biçimde Açık Net ve Herkes Tarafından Anlaşılabilir Şekilde Gösterilmesi Gerektiği/Senedi Düzenleyen İsmin Yanındaki Adres Bir İdari Birim Adını İfade Etmediğinden Suça Konu Senedin Bono Vasfını Taşımadığı ve Özel Belge Niteliğinde Olduğunun Kabul Edilmesi Gerektiği – Sahtecilik)

• SENETTE SAHTECİLİK (Türk Ticaret Kanunu’nda Öngörülen Yasal Unsurları Taşımayan Bir Kambiyo Senedinde Sahtecilik Yapılması Halinde Fiilin Özel Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturacağı)

• İDARİ BİRİM (Sahtecilik – Senedi Düzenleyen İsmin Yanındaki Adres Bir İdari Birim Adını İfade Etmediğinden Suça Konu Senedin Bono Vasfını Taşımadığı ve Özel Belge Niteliğinde Olduğunun Kabul Edilmesi Gerektiği)

• KAMBİYO SENEDİ (Sahtecilik – Türk Ticaret Kanunu’nda Öngörülen Yasal Unsurları Taşımayan Bir Kambiyo Senedinde Sahtecilik Yapılması Halinde Fiilin Özel Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturacağı)

5237/m.204,207,210

6762/m.688/6, 689/4

ÖZET : Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Türk Ticaret Kanunu ‘nun 688/6 ve 689/4. maddeleri uyarınca bonoda tanzim yerinin yazılı bulunması zorunludur, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. Düzenleme (keşide) yerinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek ve başka yerleşim yerlerini çağrıştırmayacak biçimde açık, net ve herkes tarafından anlaşılabilir şekilde gösterilmesi gerekir. Dosya içerisinde örneği bulunan suça konu bonoda açıkça düzenleme yeri belirtilmemiş, senedi düzenleyen ismin yanında da “S… köyü” biçiminde bir adres gösterilmiştir. Bu adres hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir bir idari birim adını ifade etmediğinden suça konu senedin bono vasfını taşımadığı ve özel belge niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.

DAVA VE KARAR : Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Türk Ticaret Kanunu’nun 688/6 ve 689/4. maddeleri uyarınca bonoda tanzim yerinin yazılı bulunması zorunludur, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. Düzenleme (keşide) yerinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek ve başka yerleşim yerlerini çağrıştırmayacak biçimde açık, net ve herkes tarafından anlaşılabilir şekilde gösterilmesi gerekir. Dosya içerisinde örneği bulunan suça konu bonoda açıkça düzenleme yeri belirtilmemiş, senedi düzenleyen ismin yanında da “S… köyü” biçiminde bir adres gösterilmiştir. Bu adres hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir bir idari birim adını ifade etmemekte olup, suça konu senedin bono vasfı taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı cihetle, özel belge niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde “resmi belgede sahtecilik” suçundan sanığın mahkumiyetine hükmolunması, yasaya aykırı ise de;

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri hükmü karşısında; sahte olarak düzenlendiği iddia olunan suça konu bonoda “tanzim yeri” bulunmaması nedeniyle sanığa yüklenen eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu anlaşıldığından, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan;

SOUÇ : Sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasa’nın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 30.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar:

Yorum yapın