Bilişim Sistemi Kullanmak Suretiyle Hırsızlık Suçu

Bilişim Sistemi Kullanmak Suretiyle Hırsızlık Suçu

avukat law

T.C.

YARGITAY

15. CEZA DAİRESİ

E. 2012/22335

K. 2014/13925

T. 9.7.2014

• DOLANDIRICILIK ( Sanığın Bilgisi Olmayan Ticari İlişki İçin Tek Yetkilisi Olduğunu Şirket Adına Başka Bir Kişi Tarafından Keşide Edilen Çek Kullanılarak Yapılan İcra Takibinde İmza İtirazında Bulunmasının Kanuni Hakkı Olduğundan Unsurları Oluşmayan Suçtan Sanık Hakkında Beraat Kararı Verilmesi Gerektiği )

• BİLİŞİM SİSTEMİ KULLANILMAK SURETİYLE HIRSIZLIK SUÇU ( Dolandırıcılık Suçu – Sisteme Girilerek Bir Kişi Aldatılmayıp Sistemden Yararlanılarak Çıkar Sağlanmışsa Bilişim Suçu veya Bilişim Sistemi Kullanılmak Suretiyle Hırsızlık Suçunun Oluşmasının Söz Konusu Olacağı )

• ÇEK KEŞİDE ETME YETKİSİ OLMAYAN ORTAĞIN ÇEK KEŞİDE ETMESİ ( Dolandırıcılık – Temyiz Dışı Sanıkla Katılanın Aralarındaki Ticari İlişkiden Haberinin Olmadığı Kaldı Ki Temyiz Dışı Sanığa Herhangi Bir Şekilde Şirketi Adına Çek Keşide Etme Yetkisini Vermediğini Beyan Ettiğinden Unsurları Oluşmayan Suçtan Sanık Hakkında Beraat Kararı Verilmesi Gerektiği )

• SUÇUN UNSURLARININ AÇIKLANMASI GEREĞİ ( Dolandırıcılık Suçu – Kanuni Hak Kullanımının Ne Şekilde Dolandırıcılık Suçunun Unsurların Oluştuğu Denetime İzin Verilecek Şekilde Açıklanmadan Unsurları Oluşmayan Suçtan Sanık Hakkında Beraat Kararı Verilmesi Gerekirken Yargılamaya Devamla Mahkumiyet Kararı Verilmesinin Doğru Görülmediği )

5237/m.158/1-f

ÖZET : Sanık hakkında görülen dava dolandırıcılık suçuna ilişkindir. Sanığın, limited şirketin ortağı ve tek yetkili müdürü olduğu, temyiz dışı sanığın ise aynı şirketin ortağı olduğu, şirketin çek hesabından, ticari faaliyetleri sırasında keşide edilen çekleri zaman zaman şirket müdürü olan sanığın bilgisi dahilinde çek keşide yetkisi olmayan temyiz dışı sanığın imzaladığı, bu şekilde temyiz dışı sanığın çek ile aynı hesaptan başka çeki sanığın bilgisi dahilinde imzalayarak yaptıkları alış veriş sırasında katılana verdiği, bu çeklerin karşılıksız çıkması sonucu katılanın icra takibi başlattığı, ancak sanığın icra takibinde imzaya itiraz ederek takibi durdurduğu, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın alınan beyanların da suça konu çeki kendisinin keşide etmediği, temyiz dışı sanıkla katılanın aralarında ki ticari ilişkiden haberinin olmadığı, kaldı ki temyiz dışı sanığa herhangi bir şekilde şirketi adına çek keşide etme yetkisini vermediğini beyan etmesi karşısında, sanığın bilgisi olmayan ticari ilişki için tek yetkilisi olduğunu, şirket adına başka bir kişi tarafından keşide edilen çek kullanılarak yapılan icra takibinde, imza itirazında bulunmasının kanuni hakkı olduğu, kanuni hak kullanımının ne şekilde dolandırıcılık suçunun unsurların oluştuğu denetime izin verilecek şekilde açıklanmadan unsurları oluşmayan suçtan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekir.

DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, 5237 Sayılı T.C.K.nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de;”Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, 1. fıkranın ( f ) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hal saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleriyle sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmetiyle para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması sebebiyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için. dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri sebebiyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.

Sanığın, S… Gıda Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ortağı ve tek yetkili müdürü olduğu, temyiz dışı sanık Ö.’in ise aynı şirketin ortağı olduğu, şirketin çek hesabından, ticari faaliyetleri sırasında keşide edilen çekleri zaman zaman şirket müdürü olan sanığın bilgisi dahilinde çek keşide yetkisi olmayan Ö.’in imzaladığı, bu şekilde Ö.’in 22.10.2007 tarihli, … … seri numaralı ve 4.000 TL bedelli çek ile aynı hesaptan 12.11.2007 tarihli … … seri numaralı ve 4.465 TL bedelli çeki sanığın bilgisi dahilinde imzalayarak yaptıkları alış veriş sırasında katılana verdiği, bu çeklerin karşılıksız çıkması sonucu katılanın icra takibi başlattığı, ancak sanığın icra takibinde imzaya itiraz ederek takibi durdurduğu, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın alınan beyanların da suça konu çeki kendisinin keşide etmediği, temyiz dışı sanık Ö.’le katılanın aralarında ki ticari ilişkiden haberinin olmadığı, kaldı ki Ö.’e herhangi bir şekilde şirketi adına çek keşide etme yetkisini vermediğini beyan etmesi karşısında, sanığın bilgisi olmayan ticari ilişki için tek yetkilisi olduğunu, şirket adına başka bir kişi tarafından keşide edilen çek kullanılarak yapılan icra takibinde, imza itirazında bulunmasının kanuni hakkı olduğu, kanuni hak kullanımının ne şekilde dolandırıcılık suçunun unsurların oluştuğu denetime izin verilecek şekilde açıklanmadan unsurları oluşmayan suçtan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla mahkumiyet kararı verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle. 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı C.M.U.K.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Benzer Yazılar:

Yorum yapın